15 Mayıs 2015 Cuma

NE ZAMAN GEBE KALMALIYIM ?

 KADIN YAŞI VE KISIRLIK
Kafamızdaki en büyük sorulardan biridir, Ne zaman gebe kalmalıyım gebelik için ideal yaş nedir? Anne olmaya hazır mıyım?Çocuk mu yapmalıyım Kariyer mi ? yoksa her ikisi birlikte olur mu? tabi ki olur neden olmasın... Güçlü başarılı kendi ayakları üzerinde duran kadın her şeyin üstesinden kolayca gelecektir... ancak küçük bir detay var.
Kadın her istediğinde hemen gebe kalabilecek mi? O gözden kaçırdığımız küçük detay belkide kocaman bir problemin kapısını bizler için açıyor olacak.
Kadın yaşı ve doğurganlık ters orantılıdır.Kadın yaşı arttıkça doğurganlık azalıyor.Kadın 30-32  yaşa geldiği zaman fertilite (doğurganlık) azalmaya başlar ve  40 yaştan sonra hızla azalır.
Nasılsa teknoloji çok ilerledi, tüp bebek ile hemen gebe kalırım diyorsanız bir kez daha düşünün.
Yardımcı üreme tekniklerinde başarı oranlarını en fazla etkileyen faktör kadın yaşıdır.Bir kız  bebeğin doğduğunda yumurtalığında yaklaşık 1-2 milyon yumurta hücresi vardır.
    Yaşam boyunca  bu yumurtalar sürekli azalmakta ve pubertede 500-600 .000 ‘e kadar düşmektedir.
 30  yaşından sonra her yıl bebek doğurma olasılığı yaklaşık %3-%5 oranında azalmaktadır. 
Kadının  38-39  yaşından sonra,bu yumurtaları hızla  azalır ve menopozda sınırlı sayıda yumurta kalır.38 yaş sonrasında yumurtaların azalmasıyla birlikte ,yaşlanmış yumurtalar daha az uyarılır hale gelir. 
Tedavi aşamalarında kullanılan ilaç dozları artar ,ancak yanıt azalır.Yaş ilerledikçe,foliküllerde kromozom anomali  ve gebelik kayıpları  oranları artar.20 ‘li yaşlardaki kadınlarda düşük yapma oranı %12-15  arası iken, 40 ‘lı yaşlardan sonra % 50 nin üzerine çıkar.

 Maalesef kadınların yumurtalarını geriye getirmek için zamanı geri alacak  bir tedavi yoktur.Özellikle daha ileri yaşlarda evlilik yapan  kadınlar  fazla zaman kaybetmeyin, bir Tüp bebek uzmanına mutlaka danışın ,doğurganlık ve yumurta rezerviniz hakkında bilgi edinin,ve kısa sürede gebe kalmak için uygun tedavi planınızı belirleyin.


IUI MI ??? ICSI Mİ???

AŞILAMA VE TÜP BEBEK ARSINDAKİ FARK 

Aşılama (inseminasyon) tedavisi spermle yumurtaların buluşma şansını arttırmak için doğal süreci desteklemek amacıyla yapılan bir işlemdir. 
Yumurtalıkların uyarılması esnasında ,yumurta takibi yapılır ve yumurtaların olgunlaştığı dönemde ,çatlama iğnesi yapıldıktan 24-36 saat içerisinde ,özel bir şekilde hazırlanan ve  seçilen sperm hücreleri rahim içine yerleştirilir.

 Aşılama işlemi her çocuğu olmayan çifte uygun olmayabilir.Bu yöntemden bir beklentimiz olması için,kadının tüplerinden en az bir tanesi açık  ve sağlıklı olması gerekiyor.Ayrıca  hareketli sperm sayısı 3 milyonun üzerinde olması önemlidir.
Bir uygulama sonrasında başarı oranı %15-20 civarındadır.

Aşılama  tüp bebek tedavisinden  farklı olarak,bir doğal gebe kalma yöntemidir.

Tüpbebek tedavisinde ise  büyütülen yumurtalar,kısa süreli anestezi altında toplanırlar,laboratuar ortamında spermlerle birleştirilir ve döllenmesi takip edilir.

Embryo aşamasına gelince rahim içine yerleştirilir.Aşılamadan farklı olarak tüp bebekte başarı şansımız daha yüksektir ,ortalama %40-60 arasıdır.


NASIL BİR TEDAVİ UYGULANIR?

UYGULANAN TEDAVİ HERKES İÇİN AYNI MIDIR?

Tüp bebekte  tedavi programları birbirine benzeyebilir, ancak her program (protokol) hastadan hastaya farklılık gösterebilir.
Tedavi öncesinde yapılan tetkikler, ön testler, hemen hemen her hastada aynıdır,ancak yapılan hormon testlerin sonucu, sperm test sonucu, hastanın yumurtalık rezervi,yaşı,kilosu, daha önce geçirmiş olduğu tedaviler uygulanacak tedavi yöntemini belirleyen en önemli etkendir.


Tedavi aşamalarında uygulanan protokoller birbirine çok yakındır, ancak uygulanan ilaç dozları ve hastaya yaklaşım farklıdır. Ayrıca uygulanan tedaviye hastanın verdiği cevap veya alınan sonuç değişkendir. 
Sonuçta her çifte uygulanan tedavi kişiye özeldir.

Öncelik hastadır, doktor değerlendirmeyi hasta üzerinden yapar, hastanın genel durumu , tüm süreci belirleyen en önemli faktördür.
Tüm incelemelerden sonra, hekim mesleki bilgi ve tecrübelerine dayanarak, çifte özel bir tedavi programı oluşturur.

Her çift , ayrı bir vaka olarak değerlendirilir ve her çifte uygulanan tedaviler farklılık gösterir.


Ayrıca ayni tedavinin farklı kişilerde farklı cevaplar oluşturmaktadır. Kullanılan ilaçlar,dozlar, yöntem ve teknik aynı olsa bile her vücudun vereceği cevap farklılık gösterecektir. oluşturduğunu da bilmekteyiz.